24 Eylül 2015 Perşembe

❤YENİ THE BALM VOYAGE VOL.2 ( TRAVEL PALETTE)❤



Herkese merhaba☺ Öncelikle, herkesin kurban bayramını kutluyorum. ☺ Allah karnını doyuramayan bütün insanların ve sokakta yaşayan binlerce aç susuz hayvanın yardımcısı olsun:( Kendinden güçsüz durumdakilere herkes elinden geldiğince yardım etmeli. İnsan olmanın 1.koşulu vicdanlı olmaktır bence. Ama insanoğlu tüketmeye o kadar alışmış ki kendi karnını doyuruyorsa bu onun için yeterli. Elbette hayat şartları zor, evet herkese yetişemeyiz. Bunu herkes biliyor; ama bir canlının mutlu olduğunu bilmek, buna vesile olmak paha biçilemez bir his bence. UNUTMAYALIM Kİ DÜNYA SADECE BİZLER İÇİN VAROLMADI. HERKES VE HER CANLI BU EVRENİN BİR PARÇASI. VE HEPİMİZ BURADA MİSAFİRİZ! 

Evet bayramından söz etmişken bu konulara değinmemek olmazdı. Tabiki sadece bayramda değil, her zaman yapabilsek ne mutlu! 
Bloğuma dönersek, bugün sizlere yeni bir ürün tanıtmak istiyorum☺ Çokkk heyecanlıyım☺☺☺☺☺ The Balm Voyage 2 paletiii:))) Bu benim the balm'dan ilkk paletim.☺Hiçbir hediye ya da makyaj malzemesi bu kadarr mutlu edemezdii beni☺
Bu palet yeni çıkmış; eski travel paletinin yeni sürümü:) Bayram dolayısıyla indirim olacağını bildiğim için dün gratise gittim ve herkesin bildiği nude tude paletini istedim fakat yoktu her zamanki gibi. Tam efsane allık olan hot mama'yı alacakken bir personel bu yeni çıktı, çok memnun kalırsınız deyince onu bıraktım. Ve %40 indirimle 48 tl'ye bu palete sahip oldum❤  


Mü kem mell!! Ben bunu yerim ya! ☺☺Benim ilk paletim olması ve uzun süredir istediğim için çok özel:) The balm biliyorsunuz, Amerika'da vs. high end (yüksek kaliteli) olarak geçiyor ve Türkiye'ye göre daha pahalı. Burada da herkese ucuz gelmeyebilir bazı ürünleri; ama o tatlı dizaynlarına, kitap gibi kapaklarına, harika renklerine ve duruşlarına değer☺☺❤ 


İlk renk beyazla toz pembe arasında bir renk ve mat yapıda. Kaş altını aydınlatmak ve daha kalkık göstermek için kullanabileceğiniz gibi, günlük okul makyajlarında ya da aceleniz olup işe giderken bunu tüm göz kapağınıza sürüp, bir eyeliner ve rimelle tamamlayabilirsiniz. Kurtarıcı olabilir.

Diğer 8 renk ise simli ve sedefli farlardan oluşuyor.  Farların isimleri farklı dillerdeki "Hoşgeldiniz." anlamına geliyor. Mesela, benvenuto italyanca "Hoşgeldiniz." , ya da failte irish yani irlandaca "Hoşgeldiniz." anlamına geliyor:) Hadi şimdi farlara bakalım☺

 

Farları çok beğenmemle birlikte, sadece "failte" rengini biraz gereksiz buldum. Simli siyah bir far; ama ne simi hoşuma gitti ne de siyahlığı. Belki gümüşümsü bir renk olsaydı ya da sadece yoğun siyah bir far olsaydı daha kullanışlı olurdu bence. Gündüz nadiren kullanırım, özel günler için de siyahlığı çok sönük geldi, füme gibi. 

Doğal ya da daha ağır makyajlarda her birinden faydalanabileceğiniz farlar; fakat sürerken hafif tozutuyor. "Welkom", "tervatuloa" ve "willkomment" farların pigmentini biraz daha düşük buldum. Palette gözüktüğü gibi koyu durmuyor. Ama buna da bir çözüm var; Mac fix plus ya da elinizde o yoksa herhangi bir sabitleyici ile istediğiniz bütün renkleri anında daha kalıcı ve daha yoğun hale getirebilirsiniz. Önümüzdeki günlerde, kendi fix plusunuzu nasıl yapabileceğinizden bahsedeceğim.

En beğendiklerimse en alt orta sıradaki valcommen ve baştan 3. renk olan bienvenido. Asker yeşiline bayılırım zaten. Bienvenioda ona yakın bir renk; ama içerisinde altın ışıltılar var.


Bu aydınlatıcısı. Yine ünlü olan bir diğer the balm ürünü Mary Lou Manizer'i kullanmadım; fakat duruşunu birçok videoyu izlerken gördüm.  Bunun duruşunu mary lou'ya benzettim. Ama tabiki  bu benim görüşüm. Aydınlatıcının pigmenti farlara göre daha yoğun. Hafifçe dokunmamla bu şekilde bir renk verdi. Sizce de çok doğal bir ışıltısı yok mu mu? 


Bu ürün ise bronzer. Yine çok hafifçe uyguladım. Bu da oldukça doğal duruyor. Sıcak alt tonlu ve hardalımsı kahve rengine sahip. 


Bunlar da iki tane minnoş renkli allıkları. Soldaki hafif şeftalilik barındıran bir pembe. Sağdaki ise koyu  simli bir pembe. Sağdaki allığın duruşu Mac'in mineralize isimli allıklarına çok benziyor bence.
Paletin en alt sırasında da, iki tane hem allık hem ruj olarak kullanabileceğiniz (Palette de yazıyor.) kremsi yapıda iki ürün bulunuyor. Sizde benim gibi krem allık  sevenlerdenseniz sizin için farklı bir alternatif olabilir. Ruj olarak pek tercih edeceğimi sanmıyorum; çünkü bu tarz renkler - ne tam kırmızı ne tam pembe - bende çok çiğ duruyor. Ama eğer esmerseniz size çok yakışır. Ben beyaz tenlilere nude ve açık pembe tonlu rujları daha çok yakıştırıyorum.
Evett bugünlük de benden bu kadar☺ Birkaç gün bir yerlere gidecekseniz ya da makyajınızı tazelemek için birçok malzemeyi çantasında götürenlerdenseniz, bu paleti kaçırmayın! İçinde farı, ruju, allığı, aydınlatıcısı ve bronzerı var, daha ne olsun:) Üstelik çok hafif. Çantamdan hiç ayırmam artık☺❤ Ben bu the balm paletimle aşk yaşamaya devam edeceğim:)  Sizde benim gibi the balm severlerden misiniz ve en çok hangi ürününü seviyorsunuz, benimle paylaşırsanız mutlu olurum☺ Şimdilik benden bu kadar:) 
 Kendinize çook iyi bakınnn, mutlu ve güzel kalın.☺❤
                                                        Pelince

20 Eylül 2015 Pazar

Rival de Loop Tanışması




Merhaba güzellikler☺Bugün sizlere 3 tane Rival de Loop ürününden bahsetmek istiyorum. Öncelikle bilmeyenler için hatırlatayım; menşei Almanya olan bu marka sadece Rossmann mağazalarında bulunmakta. Dilerseniz, Rossmann satış noktalarına buradan bakabilirsiniz.
Her ne kadar rujları hem fiyatıyla - 6-9 tl arası - hem de güzel renk seçenekleriyle daha popüler olsa da, ben Rival de Loop'tan bir nemlendirici jel, bir tane french manikür kalemi ve bir tane de  dudak kalemi aldım. Bu markanın birçok ürünü gibi bunlar da çok uygun fiyatlı. Hadi, şimdi tek tek bakalım☺


Bu dudak kalemi automatic lipliner diye geçiyor. Asansörlü dediğimiz çevirmeli kalemlerden. Bu arada resme dikkat ettiyseniz, o beyaz kırçıl kırçıl şeyler Çileğiminnn tüyleriiii❤ Kendisi gibi tüyleri de değişik:) Ahhhh Çilekk deyince heyecanlandım yineeee☺☺ Beyazz ayımmm❤:))
Çileği andığıma göre artık yazıya geçmeliyim, yoksa durduramayabilirim kendimi:)
Dudak kaleminin rengi 05 biscuit. Çok kalıcı. Dudaklarımı kuruyunca yeme gibi enteresan huyumu düşününce bayağı kalıcı olduğunu fark ettim. Fakat sorun şu ki; renk vermesi için defalarca kat kat sürüyorum. Buna sinir oldum. Sürdüğünüz an renk vermiyor kesinlikle. 2 - 3 kere üst üste sürdüğümde gün içinde kalıcılığı beni tatmin etti. Rengi şöyle bir şeftalimsi nude:


Ben bunu gözlerime doğal tonlarda makyaj yaptığım zamanlarda da kullanıyorum. Rengi pembelik barındırmıyor ve gözlere de sıcak bir bronzluk katıyor. Ürünün fiyatı 4.90 tl. 


Bu da hydro jel isimli nemlendirici. Hakkında hiçbir fikrim olmadığı halde satış elemanının tavsiyesiyle aldım. Satış elemanlarının dediklerine genelde pek güvenilmiyor; ama o bayandan pozitif bir elektrik almıştım (bir önceki yazımda bahsettim.) Fiyatı da 9.90 tl olunca alayım dedim. Ne çıkar denemekten:) Ucuz bir şey varsa alınır.Türk mantığı:)


Kısaca, hızlı emildiğinden, yağ hissi bırakmadığından ve yüze anında bir canlılık verdiğinden bahsedilmiş. 10 tl lik bir ürünün bunları gerçekten yapamayacağını düşünüyorum. O yüzden über şeyler beklemedim. Ama yüzümün kuruduğunu, gerildiğini hissettiğimde bir rahatlık hissi veriyor. Kokusu da buna paralel olarak çok fresh. Öyle anında canlı falan gözükmüyorum ama salt bir nemlendirici diye düşünebiliriz. Ürünün nohut büyüklüğünde alınması lazım sürerken; çünkü ben normal kremlerde olduğu gibi yüzüme bocadığımda yüzüm bildiğiniz köpürdü. Geri yıkamak zorunda kaldım. Jel formunda olduğu için yapısı oldukça yoğun. Ama köpürmesinden rahatsız oldum ben. Bir nemlendirici nasıl köpürebilir ki.s Bu aralar okuduğum haberlerden sonra cilt ürünlerinde biraz daha doğal içerikli şeyler kullanmaya karar verdim. Onların da fiyatı pahalı oluyor ama:( 
Neyse, sonuç olarak ucuz ve cildimi nemlendirecek bir şey arıyorum diyorsanız bunu kullanabilirsiniz. İyi bir nem takviyesi yapıyor. 


Ve son ürünümüz 01 numaralı klasik french kalemi. Tabiki klasik french severler olduğu gibi, son yıllarda nail art ile moda olan renkli frenchler de çok hoş duruyor. O tarz bir french uygulayacaksanız pembe, mor, mavi gibi birçok farklı renk çeşidi mevcut. 
Bu ürün Rival de Loop Young stantında bulunuyor. Ben Young serisini ilk defa görmüştüm. Yan sanayisi gibi:) Tasarım olarak birçok ürünü Essence i anımsattı bana. Ama ürünlerini kıyaslayamam kullanmadığım için. Fiyatları da yine çok ucuz. Mesela bu kalemi 7.90 tl. 
Gelelim kaleme! İşin aslı eğer tırnaklarınız çok uzun değilse ve el yatkınlığınız yoksa güzel french yapmak her baba yiğidin harcı değildir:)) Bu açıdan bu kalem iyi bir alternatif olmuş.  Amaa -bana mı denk geldi yoksa hepsi mi böyle bilmiyorum- o kadar geç geliyor ki içinden, sinirlenmemek elde değil. 234678845678 kere sallayarak ancak sürebildim bütün tırnaklarıma. Halbuki mantık olarak çok iyi düşünülmüş.  Keçeli kalem şeklinde. Hemen kuruyor. Bu yönden kesinlikle tekrar tekrar alırım ben bu ürünü. " Bir kadının bu hayattaki en büyük çaresizliği oje sürdükten sonraki 10 dakikadır," lafına yürekten katılıyorum☺ Onun dışında sürerken akmıyor ve ojeyle uğraşmaktansa daha iyi. Oje birazcık bile yoğun gelse o güzelim french gitti:( Bunun öyle çok gelme gibi bir durumu yok. Hatta gelmiyor bile:) Umarım bütün ürünleri böyle değildir. Tekrar alıp deneyeceğim. Bir de unutmadan; ojeye göre kalıcılığı daha az. Benim gibi ellerini çok sık yıkayan biriyseniz muhtemelen aynı gün içinde silinmeye başlayacaktır. 
Bugün de sizlere her üründe olduğu gibi iyisiyle kötüsüyle kullandığım ürünleri anlatmaya çalıştım. Elbette karar sizin☺ Kendinize çok iyi bakın. Mutlu ve güzel kalın❤
                                                                           Pelince













11 Eylül 2015 Cuma

Note Mattifying Extreme Wear Fondöten & Luminous Silk Compact Pudra



Herkese merhaba☺ Birkaç gün aradan sonra bugün size Rossman'dan aldığım çok güzel iki ürünü tanıtacağım. Çoğunuzun duyduğu Note markasını uzun süredir her yerde görüyordum ve açıkçası markaya burun kıvırıyordum. Bana sanki kötü bir marka gibi gelmişti ilk izlenim olarak; ama bu hiç bir ürününü denemeden önceydi. Bunun sebebi de gittiğim her kozmetik dükkanında bu markayı görüyor oluşumdu. Herhalde çok ucuz ve çok basit ürünleri var diye düşünmüştüm. Ankara'daki birçok yerel kozmetik dükkanında, Pino kozmetiklerde, söylediğim gibi Rossmanlarda, Boynerlerde, sıklıkla reklam panolarında, yani kısaca her yerde görmekten gına gelmişti:) (Buradan satış noktalarına ulaşabilirsiniz.) Fakat bugün anladım ki haksızlık etmişim☺


Note nereden çıkmıştır derseniz? Merkezi Almanya'da bulunan Act Group'un Türkiye'ye getirdiği bir marka. (imiş☺) Uygun fiyat ve yenilikçi yaklaşım ile yola çıktığını söylüyor. Ayrıca çevre dostu üretim gerçekleştirdiğini  belirtiyor. Ben ileride çok daha fazla popülerleşeceğini ve sevilecegini düşünüyorum. Bunun başlıca sebepleri; pek tabiki çok güzel ürünleri, ortalama fiyatları, ürünlerin içerikleri ve ennn güzeli hayvan testi yapmıyor oluşu❤ Söylemlerinin doğru olduğunu umuyorum.
Yukarıdaki resimde de gördüğünüz gibi, marka reklam yüzü olarak Nihat Odabaşı'nı kullanmış. Odabaşı, ilk kez bir kozmetik firmasının yüzü ve bence konsept çok yaratıcı olmuş. Ayrıca markanın fotoğraf çekimleri de kendisine ait. 
Nihat Odabaşılı Note: " Sen en güzelsin. " ifadesiyle yola çıkmış ki bence çok başarılı. Ben reklamları ve reklam sloganlarına bakmayı  seven biriyim:) Küçük detaylar bence müşterinin bilinçaltında iyi bir etki bırakıyor ve bence marka kendi reklamını çok iyi yaptı.
Yukarıda değindiğim şeyleri okurken sıkılmış olabilirsiniz ; ama bloğumda bahsedeceğim markalar eğer herkes tarafından bilinmiyorsa ve yeni yeni duyulmaya başlanmışsa ilk olarak  o marka hakkında kısaca bilgi vereceğim ki aklınızda birtakım fikirler oluşsun. Eğer ilk kez bir markanın ürününü alacaksak, o üründen önce ait olduğu markayı merak ederiz; güvenilir mi ve insanlar memnun kalıyor mu diye. 


 Öncelikle belirtmeliyim ki hiç bir ürün paraben içermiyor. Ancak tamamen organik bir marka değil. (Kozmetik ürünlerdeki kimyasal maddeleri öğrenmek için burayı ziyaret edebilirsiniz.) Her biri shea yağı ve cildi besleyici E vitamini barındırıyor. Note cosmetics bu açıdan da sevgimi kazandı☺Denerken dikkatimi ilk çeken şey, ürünlerin yumuşacık olması. Böyle kadifemsi gibi... Farları, rujları, fondötenleri, hepsi... Stantı birazcık talan ettim ordan biliyorum:) Ve Rossman'daki stantta, çok tatlı ve çok ilgili iki satış elemanıyla karşılaşmam ürünleri raahaatt rahaatt denememi sağladı. Bir ara benim yüzümde yer kalmayınca, makyajsız olan çalışanda denedik bazı şeyleri:) Çok tatlılardı gerçekten. Hepinizin başına geliyordur; yanımıza dikilip fettan fettan bakan elemanlara gerçekten gıcık oluyorum. Zaten denemeye geliyorum ben oraya, sen niye dikiliyosun arkadaşım ya? Bir tavsiyen olacaksa başım üstüne ama böcek gibi sinsi sinsi niye izliyorsun? ( Sinsi olan böcek☺) Neyse, kısaca bahsettiğim çalışanlar beni hiç rahatsız etmedi ve benim bitmek bilmeyen sorularıma karşılık benimle uzuunnca ilgilendiler:) Ankara Dikimevi Rossman'da çalışan Ödül hanıma özellikle ve malesef ismini sormayı unuttuğum diğer personele çok teşekkür ederim:)
Ürünlerin hepsinin dizaynı çok şık. Bir makyaj malzemesi ne kadar şık olabilir ki demeyin. İçeriği güvenilir olup ambalajından, kabından ötürü daha uygun fiyatlı olan birçok marka var. Nyc, Wet n Wild, Essence bunlardan bazıları. Hele o Essence'nin kaş farları yok mu, beni benden alıyor. Nasıl dandik kapları. Seviyor muyum, seviyorum.  - merak edenler-  Oysa Note ürünleri fiyatlarına göre çok şık. Bunun yanında çok hafifler. Çantaya atmalık.
Benim de bugün konuşasım varmış! Aldığım ürünlere geçiyorum:) Çok güzel bir haber vereyim: Note ürünlerinde 1 alana 1 bedava kampanyası var. Kampanya ne kadar sürecek bilemiyorum. Daha pahalı olan ürünü ödeyip ikinci ürünü istediğiniz herhangi bir şeyden seçebiliyorsunuz. Örneğin; pudra aldıysanız yine pudra almak zorunda değilsiniz. Eğer online alışveriş yapmak istiyorsanız burayı ziyaret edebilirsiniz.
Tabiki bir The Balm değil dizayn olarak:) Ama bunlar da çok şık bence. Kulvarları farklı:) 


      Fondöten harika! Bayıldım. Bu aralar cildimdeki birkaç lekeden ötürü eczanelerde satılan Madecassol isimli kremi kullanıyorum. Ve kullananlar bilir; lekeyi kurutup soyuyor. Alttan yeni bir deri çıkarıyor. Bu yüzden özellikle alın bölgemde pul pul görüntü çok fazlaydı ürünü denemeye gittiğimde. O görüntüyü bile kapattı. Ben kapatıcılığını gerçekten çok beğendim. Ama kesinlikle kalıp gibi durmuyor, yüzünüzle bütünleşiyor. Eğer lekeleriniz yoksa ve no-make up bir görüntü istiyorsanız biraz yoğun bulabilirsiniz. Ama bana göre çok ideal. Bendeki su bazlı olan. Bir kuru ciltler için olanı var, bir de yağlı ciltler için olan. Benim t bölgem yağlı olduğu için 2.sini tercih ettim. Ürün ambalajında şunu şunu sağlar diye kısa ve net açıklamalar var. Bu özellikle çok hoşuma gitti. 


Spf 15 içeriyor. Kalıcılığı çok iyi. İlk yazımda birçok fondötenin cildimde kusma yaptığını belirtmiştim. Bu kesinlikle çok kalıcı ve saatler sonra bile sürdüğünüz gibi kalıyor. Bendeki rengi 03 medium beige. Beyaz tenli olmama rağmen rahatsız edici bir koyuluğu yok. Fondötenlerin hafif koyu oluşunu seviyorum. Fiyatı 37.90
Sıradaki ürün ise kompakt pudra. 


       Aynalı olmasını çok beğendim tabiki. Çantamıza ayna atmadığımızda kurtarıcı olabilir veya bir yerde hemen tazelememiz gerektiğinde. Yapısı çok yumuşak. Fondötenle birleştiğinde çok doğal ve porselen bir görüntü veriyor. Bunun rengi 02 natural beige. 


    Satış elemanı porselen makyaj için terracota yani daha parlak duran pudrasının tercih edildiğini söylese de, günlük hayatta her zaman ışıltılı makyajı tercih etmiyorum. Bu yüzden onu almadım. Ama Note'un terracota powderlarına da bayıldım. Çokk güzel ve sıcak bir ışıltısı var. Simli değil kesinlikle. Disko topu gibi olmuyorsunuz korkmayın:) Bundan sonraki ilk Note ürünüm o olacak inşallah çünkü gerçekten çok güzel. Allık olarak da kullanabilirsiniz ayrıca, yapısı ve rengi müsait. Ürünün dışına çıktım biraz ama, resimde gördüğünüz pudra hakkında söyleyebileceğim çok şey yok. Hemen hemen tüm cilt tiplerine uyacak 8 farklı rengi,doğal görünümü ve yine kalıcılığı ile bu ürünü sevebilirsiniz. Bunun fiyatı da 39.90. Ben bu daha pahalı olduğu için bunu ödedim ve fondöten bedavaya geldi. 
Son olarak yakından görmeniz için bir fotoğraf koydum; ama bu resimde Note'un bahsettiğim şahane terracotasından tutun da, göz altı kapatıcısına kadar her şeyi var:) Görüntü sizi yanıltmasın. Yüzümdeki hafif soyulma ve lekeler son birkaç gündür var. Note'tan kaynaklı değil. Onlar geçince bu ürünler extra bir pullanma ve kuruluk yaparsa onu da ayrıca söylerim size☺ 
Ben Note markasından çok memnun kaldım ve size de tavsiye ederim. Umarım faydalı olabilmişimdir. Bu uzun yazıdan sonra ben yatar:) 

Kendinize çok iyi bakın. Mutlu ve güzel kalın. 
                                                     Pelince

6 Eylül 2015 Pazar

Le Petit Marseillais Duş Jeli



 Bir yeni paylaşımdan daha merhaba! Bugün sizlere henüz ülkemizde çok popüler olmayan bir ürünü tanıtmak istiyorum☺
      Konuğumuz bu sefer resimde de gördüğünüz üzere Le Petit Marseillais (kısaca Marseillais) markasının bu çok şirin duş jeli. Le Petit Marseillais'in kelime anlamı "küçük Marsilyalı". Bir Fransız markası olan Marseillais isim olarak dikkatimi çekti ilk başta. Bu duş jelini birinden duyup veya bir yerde görüp almadım ve genellikle tesadüfen görüp aldığım şeylerden çok memnun kalmam bu üründe de geçerli oldu. Sonrasında merak edip araştırdım ve sizlerle de bunu paylaşmak istedim. 
    Fransa'nın 2. büyük şehri Marsilya'da üretilen bu marka sabun, şampuan ve duş jeli konusunda hatrı sayılır bir öneme sahip. Ayrıca duyunca en çok sevindiğim şey -bu tarz ürünlerin bir bağımlısı olarak- bu markanın lip balmlarının da olması. Lip balm = Ben diyebilirim☺ Bayağı obsesif derece takıntılıyım bu konuya☺ Olduki unutup da çantama koymadığımı fark edersem, üşenmeden geri dönüp alırım:) Sanki yanımda bir lip balm olmazsa yaşayamayacakmışım gibi bir his oluyor bende:) Şaka değil:)  Ve sıradaki aday belli oldu:) 
    Le Petit Marseillais, 2006 yılında hepimizin bildiği Clean&Clear, Listerine, Neutrogena ve Johnson's Baby gibi markaları bünyesinde barındıran Johnson&Johnson markası tarafından satın alındı ve yakın zamanda Türkiye'ye geldi. Markanın birçok ürününü Gratis ve Watsons'larda bulabileceğiniz gibi Makro marketlerde de duş jellerini bulabilirsiniz. Eğer Gratis veya Watsons uzağınızdaysa oradan da faydalanabilirsiniz.
   

    İçeriğinde paraben bulunmuyor. Dikkat edenler için ALS yani ammonium lauryl sulfate içeriyor. Bu maddenin SLS (sodium lauryl sulfate) 'den çok fazla farkı yok; içeriği hemen hemen aynı. Birçok temizlik malzemesinde, şampuanda ve duş jelinde kullanılan ve tamamen doğal içerik arayanların kaçındığı bir madde; çünkü içerdiği sülfat her ne kadar saçı ya da vücudu kirden çok iyi arındırsa da, içindeki kanserojen kimyasallar birkaç gün vücutta tutunuyor. (Detaylı bilgi için burayı ziyaret edebilirsiniz.) Als ve sls'nin temel işlevleri, ürünün köpürmesini sağlamak. Neredeyse kullandığımız ürünlerin hepsinde var olduğunu ve bunları yıllardır kullandığımızı düşünürsek als ve sls içeren ürünlerin gözle görülen bir zararı bulunmuyor. Ama özellikle şampuan konusunda daha az köpüren, bitkisel içerikli ürün kullananlar saçlarının eskiye oranla daha sağlıklı olduğunu iddia ediyor. Aklınıza takılan markalar ve ürünlerin güvenilirliği konusunda bilgi almak isterseniz;     bu siteyi ziyaret edebilirsiniz. Arama butonuna merak ettiğiniz markayı yazıp çıkan ürünlerin karşısındaki renge göre güvenilirliğini anlayabilirsiniz. Yeşil renk çıkmış ise, o ürün güvenilirdir. Sarı renk şüpheli veya tahriş yapabilen, kırmızı renk ise zararlı içerik anlamına geliyor. Bu bilgileri içeriğe dikkat eden okuyucular için verdim; ancak ben çok fazla dikkat ettiğimi söyleyemem. 




    Bendeki Marseillais vanilya sütlü. Benim bir üründe ilk dikkat ettiğim şey kokusu. Ruj alırken bile önce kokusunu koklarım. Ve bu ürünün kokusuna ba yıl dım. Harika kokuyor. Ben uzunca bir süre Palmolive'in Body Butter Çikolata Tutkusu adlı ürününü kullandım ve ona da gerçekten bayılıyorum. Bütün şişesini vücuduma döküp her gün öyle yaşayabilirim. Aramızda platonik bir aşk var. Ama bu Marseillais galiba Palmolive' i aldatmama sebep olacak. Biraz özlem olsun aramızda değil mi?☺ Eğer siz de benim gibi vanilya kokusunu seviyorsanız, bu duş jeline bayılacaksınız.
    Benimkinde "extra yumuşak" yazıyor, bazılarında yazmıyor. Ben dediğim gibi kokusu için aldım. Extra yumuşak yazanlar diğerlerinden farklı mı bilemiyorum. Ama gerçekten kremsi bir yapısı var. Dove, Hobby gibi sürünce kendiliğinden akıp  giden duş jellerinden değil.
    Kokusunu duştan çıktıktan sonra da hissediyorsunuz; ama bir duş jeli ne kadar kalıcı olabilirse o kadar! Bütün gün hissedilecek kadar değil tabiki. 
    Ürün yelpazesi çok geniş. Birçok farklı ve harika kokulu duş jeli mevcut. Mandalinalı, şeftalili ve lavantalı çeşitleri de benim diğer favorilerim oldu. Gerçekten mükemmel kokulu hepsi. Özellikle şeftalili olanını denemelisiniz. 
    400 ml. ürünün fiyatı 11 lira. Merak edenler için fiyatının Palmolive ile hemen hemen aynı olduğunu söyleyeyim. Onun da 500 ml i (bazı marketlerde değişmekle birlikte) 11.90 veya 12.90 civarı. 
   Marseillais markasının ilk aldığım ürünü bu duş jeli oldu ve çok memnun kaldım. Palmolive'in bence Türkiye'deki rakibi olacaktır. Tabiki sadece Palmolive' i kıstas almıyorum; ama ülkemizde duş jeli konusunda en popüler olan ve ilk akla gelen o olduğu için onunla kıyaslıyorum. 
    Kısacası; ben kesinlikle bu minnoş duş jelini alın derim! 
    Bugünlük benden bu kadar☺ Mutlu ve güzel kalın☺
                                                                          
                                                                          Pelince 
  
  
   

4 Eylül 2015 Cuma

Nyc Skin Matching Luminizer Fondöten



Herkese yeniden merhaba☺☺☺ Bloğumda ilk tanıtacağım ürün Nyc (new york color) markasının luminizer fondöteni. Belki görüp es geçmişsinizdir, belki deneme fırsatınız olmamıştır;ama ben bir şans verin bu ürüne derim. 

  Ürünü tesadüfen Gordion Watsons mağazasında görüp almıştım. Alalı yaklaşık 7 8 ay oldu ve halâ içinde bayağı var. Çok bereketli bir ürün çıktı doğrusu☺
                                  Bendeki rengi 3338. Aldığım yerdeki bayan bunun bana olacağını söyleyip vermişti, ben de denemeden almıştım. Çok kabullenici bi insanım☺Ben beyaz tenliyim ve tenimden biraz koyu duruyor. Ama rahatsız edici değil, pudrayla tamamlayınca hoş duruyor.

 Özelliklerine gelince:
 * Plastik pompalı bir şişede sunulmuş. Pompalı her fondötende olduğu gibi tam basıldığında oldukça fazla miktarda geliyor. O yüzden daha nazik basmak gerekebilir:) 
 * Kalıcılığı iyi mi? Pek değil. Gün içinde tazelemeniz gerekiyor. Benim cildim karmadan yağlıya dönük bir cilt tipi ve kusma yapmayan fondöten benim için tamamdır. Bu fondöten maalesef öyle değil.
 * Duruşu güzel. Kalıp gibi durmuyor. Eğer hafif lekeleriniz varsa ve cilt renginizi eşitlemek, doğal bir görüntü yaratmak istiyorsanız bu fondöteni sevebilirsiniz. Ben daha belirgin sivilcelerim vs. çıktığında,bunun üzerine kapatıcı kullanıyorum extradan. Ama dediğim gibi fresh durduğu için seviyorum bu ürünü.
* Fiyatı inanılmaz uygun. Ben 14.90 a almıştım bu sene kış aylarında. Nyc markasının bu ürün gibi birçok ürünü denemeye değer kesinlikle ve kaliteleri fiyatlarının oldukça üstünde. Mac, benefit gibi çok şık dizaynı yok belki, kalıcılığı az. Ama tercih edebileceğiniz bir ürün.Ara sıra tazeleyiverirsiniz☺Uygun fiyatlı ve kaliteli bir fondöten arıyorum diyorsanız denemelisiniz! 
    Bu fotoğraflarda duruşunu görebilirsiniz; flashlı ve flashsız çekimleriyle. Bir dahaki bloğumda görüşmek üzere☺ Mutlu ve güzel kalın!💄👑    Pelince

               
                           

30 Ağustos 2015 Pazar

Beni Tanıyın☺







   Herkese merhabaaaa☺☺ Pelin'in sayfasına hoşgeldiniz:) Bu benim ilk blog yazma deneyimim olacak ve gerçekten  heyecanlıyım:) Aslına bakarsanız blog yazma konusunda profesyonel değilim ve çok fazla teknik bilgim yok; ama yazmaya olan tutkum ve yıllardan beri makyaj, güzellik gibi konulara olan aşırı ilgim sonunda bana cesaret verdi.

   Şu anda kimin bloğunu okuyorsunuz, kısaca anlatayım: 23 yaşındayım. Ankara'da ailemle birlikte yaşıyorum. Ankara'yı hiiçç sevmiyorum. (gereksiz bilgi:) ) Siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler son sınıf öğrencisiyim ve bölümümle ilgili birkaç şey eklemem gerekirse; bu bölümü okumayı düşünenlere kesinlikle tavsiye ederim. Çok donanımlı, ufkunuzu genişletecek ve farklı bakış açıları kazandıracak harika bir bölüm bence. Eğer bu bölüme dair fikirlerimi almak isterseniz ayrı bir bölümde daha detaylı açıklayabilirim.
Kendimle ilgili ilk aklıma gelen şey, tamm bir hayvan delisiyim:) Yani ne kadar anlatsam da yeteri kadar açıklayamam, gerisini siz düşünün:) Özellikle köpeklere olan sevgim kesinlikle klinik vaka:) Öyle : '' Ayy cnm bnm ne tatlı şey (.s) .'' diye mıymıntı mıymıntı da sevmem. Bayağı severken parçalıyorum falan yani:) Evimizde de kendini insan sanan, yakında konuşacağından korktuğumuz her şeyimiz, evimizin prensesi Çilek var. 7 yaşında bir golden retriever.Ona olan aşkımdan bütün blogların toplamı kadar satırlar yazılır:) Onun resimlerini de paylaşabilirim ilerki sayfalarda. Ayrıca, ilerde en çok istediğim şeylerden biri bahçeli bir evim olursa, uygun hale getirerek yavru kaplan, aslan, rakun, panda, şempanze falan beslemek:)) Anneme anlattığımda bu fikrime hayran kaldığını söyledi tabiiki(!) :)
    Onun dışında dans etmeyi çok severim.Eğitimini almadım ama birçok dans türüne ilgim var. Bu aralar salsa ve bachata kursuna gitmeyi çok istiyorum.
    Kendiyle ilgili bir şeyler anlatması zormus insanın ya! Mesela yapamadığım şeyleri söyleyeyeyim biraz:) Yemek yapmayı bilmiyorum. Bisiklet kullanmayı bilmiyorum:) Çok şaşıracaksınız eminim; ama öyle yani:) 
     Takı yapmayı çocukluğumdan beri çok 
seviyorum. Kitap seviyorum, okumalık.p Polisiye ve dram tarzı kitaplardan çok hoşlanıyorum sırf aşk kokan kitaplardan ziyade.
    Kendimle ilgili aklıma bir şey gelmiyor başka, yani şöyle mükemmelim böyle mükemmelim tarzı:) Hatta ben biraz kendimi yeren bir tipim. Bu en sinir olduğum özelliklerimden biri mesela. 
     

Vee bloğuma (naçizane) gelecek olursak bu
blogda daha çok biz kadınların ilgisini çeken şeyler olacak. Kendim ne yapıyorsam, anneme veya bir arkadaşıma nasıl anlatacaksam size de öyle aktarmak istiyorum. Amacım %100 samimi olmak. Yani, beğenmediğim bir şeyi alın demem. Şunu da özellikle eklemek istiyorum: '' Herkesin bir bloğu var, ben de açayım .'' şeklinde tasarlamadım kafamda kesinlikle. Bir şey hakkında insanları kendimce bilgilendirmeyi , bunu insanlarla paylaşmayı gerçekten çok seviyorum. Örneğin, makyaj alışkanlığı bende lise 1 den beri var ve ben çoğunuzun ağır bulacağı makyajlar yapıp okula gitmeye bayılırdım. Hobiydi benim için resmen. Sanmayın ki her gün makyajlı dolaşıyorum. Öyle değil. Ama yaptıysam tam teşekküllü yaparım. No makeup-makeup falan bana göre değil pek. O rimeli ya hiç sürme, ya da 5 kat falan sür:)) Kıyafet alışverişinden nefret ederim, hatta bayağı erkek gibiyim bu konuda. Saatlerce aynı alışveriş merkezinin içinde sarhoş gibi kıyafet denemem. İhtiyaca göre alınması taraftarıyım ve bu konuda minimalist olduğumu söyleyebilirim. Ama beni götürün Sephora'ya, Gratis' e, tamam orda bırakın:)
     Bu çok uzun bir ilk yazı mı oldu acaba bilemedim. Ama bunu bir tanıtım yazısı olarak düşünebiliriz. Bundan sonraki ilk yazımda direk konulara dalacağımm:) Umarım paylaşımlarım hoşunuza gider ve size bir şeyler katar. Beni takip etmeyi unutmayınnn. Kendinize çoookk iyi bakın:) Bir de unutmadan her kadın güzeldir, gerçekten! Ama bunun basit bir yolu vardır: Güzel olduğuna ne kadar inanıyor ve bunu ne kadar hissediyorsa☺                                                                                                     Pelince